5 Mart 2014 Çarşamba

Chavez’in yolunda

DOĞU PERİNÇEK/ Chavez’den demir dersi 


Bizim Antimilitarizmde debelenmeyi “Solculuk” sanan kardeşlerimiz, acaba şu sorular üzerinde hiç kafa yordular mı:
ABD emperyalizmi ve büyük sermaye, niçin Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Kemalizm temizliği yapıyor?
Devlet Bahçeli ve Kılıçdaroğlu‘nun durmadan reklamını yaptıkları gibi, “darbeciliği temizlemek” için mi?
ABD, niçin darbeciliği temizlesin, darbeleri yapan kendisi değil mi, icabında yine darbe tezgâhlamaktan vazgeçer mi?
Chavez tecrübesi
Yunus Soner‘in 13 Mart 2013 günü Venezuela’dan yazdığı Türk Solu ve Chavez konusundaki yorumlu haberi çok öğreticiydi.
Chavez tecrübesi, Türkiye için de çok öğreticidir. 1992 yılında Venezuela’da yaşananları anlatan çok öğretici bir belgesel, şu günlerde Ulusal Kanal‘da da gösteriliyor. Chavez’in önderliğindeki halk hükümetinin bir Amerikancı generaller darbesiyle devrilmesinden sonra, halk ile millî ordu el ele veriyor ve demokrasiyi geri getiriyorlar.
ABD’nin denetiminde olmayan millî bir ordu, demokrasinin olmazsa olmazıdır.
Demiriniz yoksa iktidarınız da olmaz
Ünlü Osmanlı tarihçisi Hammer, Timur ile Bayezid arasındaki Ankara Meydan Savaşını anlatırken, “Demir cihana tahakküm eder” der. İlkçağ ve Ortaçağ tarihinin benim bildiğim en büyük savaşıdır. Her iki ordu da 500 bin askerdir. Toplam 1 milyon demirli insan birbiriyle savaşmıştır. Mao‘nun ünlü “İktidar namlunun ucundadır” sözü de Hammer’in cihan ölçeğindeki sözünün daha ülkesel olanıdır.
Antimilitaristlerimiz, ordu düşmanlığı yaparken, pek “demokrat” manzara verirler. Oysa militarizmin ve faşizmin hizmetindedirler. Çünkü onlar demir düşmanlığı yaptı diye ABD emperyalizmi ve BOP Eşbaşkanlığı demirden vazgeçmiyor. Kendi demirli gücünü inşa ediyor.
Harp Okullarında “burada” güvencesi
Harp Okulu öğrencilerinin Mustafa Kemal adı okunduğu zaman, hep birlikte “burada” diye bağırması, Türkiye’de halk hükümetinin kurulması için bir güvenceydi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Atatürk’e bağlılığı, en sonunda millete bağlılıktır; emperyalist denetime karşı bir sigortadır.
12 Mart ve 12 Eylül darbelerini dikkatle incelerseniz, her ikisi de Türk Ordusuna karşı darbedir.
12 Mart’ta 1500 ve 12 Eylül’de 2000 kadar subay, astsubay ve Harp Okulu öğrencisi ordudan tasfiye edilmiştir. Hepsi de Atatürk Devrimcisidir.
Halkçı subay korkusu
Aydınlık‘ta geçen hafta iki önemli haber yayımlandı. ABD’nin BOP Eşbaşkanlığı, Ergenekon ve Balyoz harekâtlarını Harp Okullarına kadar derinleştiriyor.
Elbette yapacaklar, halkçı Türk subayı onların korkusudur. Türk subayı, millî kurtuluş savaşının subayıdır. O subayı, BOP ordusunun komutanı yapamazlar, Suriye, İran ve Irak gibi mazlum ülkelerin üzerine süremezler.
Darbe tehlikesi asıl bundan sonra
Demirden anlamayan sözde antmilitarist takımının ve tatlı su solcusunun halk iktidarı diye bir sorunları yoktur. O nedenle Ergenekon ve Balyoz harekâtları yapılmış, Harp Okullarında Mustafa Kemalciler temizleniyormuş umurlarında değildir; hatta bütün bu uygulamaları en önde desteklemişlerdir.
Asıl darbe tehdidi bundan sonra gündemde olacaktır. O zaman Türk Ordusuna yapılan tarihin en derin operasyonu daha iyi anlayacağız.
Devlet Bahçeli ve Kılıçdaroğlu’nun reklam ettikleri gibi darbeciler mi temizlenmiş, yoksa Amerikancı-darbeciliğin önü mü temizlenmiş, yakında öğreneceğiz.
ABD ve İsrail güdümlü AKP iktidarının sonu gözükmüştür. Türkiye halkı millî hükümetini kuracaktır.
Peki ABD emperyalizmi ve gericilik ne yapacak?
Darbe tezgâhlarını işte o zaman göreceğiz.
Ve Türkiye’de halk hükümetinin demirli güvencesinin Mustafa kemal geleneği olduğunu bir kez daha öğreneceğiz. Düşman zaten biliyor, bilgilerini tazelemiş olacak!
Bari Venezuela’dan öğrenseler
Türkiye halkının iktidar mücadelesindeki yaptırım gücü, 1908 Hürriyet Devrimi ve İstiklâl Savaşında olduğu gibi, Türk Ordusunun halkçı-devrimci geleneğidir.
Bu büyük gerçeği Türkiye tarihinden öğrenemeyenler, bari Venezuela’dan öğrenseler.



Chavez'i kaybettik ancak Venezuela Bolivarcı 

kaldıhttp://www.aydinlikgazete.com/dunya1/31012-chavezi-kaybettik-ancak-venezuela-bolivarci-kaldi.html




13chavez

2013 yılında ezilen dünya ise Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez'i kaybetmenin acısını yaşadı. Uzun süredir kanserle mücadele eden 58 yaşındaki Chavez hayatını kaybetti. Ülkedeki Amerikancı muhalefet Chavez'in ölümü üzerine iktidarı alelacele devirmenin hesaplarını yaptı, ancak devlet başkanlığına Chavez'in yardımcılığını yürüten Nicolas Maduro geldi. Maduro, Aralık ayındaki yerel seçimlerde ise Chavez'in mutlak zaferini tescillemiş oldu.

Venezuela Chavez’in yolunda


chavezyildonum
Halk Chavez’i sevmek bir yana, ona tapıyor. Aşk da diye bilirsiniz, ilahlaştırmak da. Sevgi ötesi bir duyguyla karşılaşıyoruz
İşçi Partisi Uluslar arası İlişkiler Bürosu Başkanı Yunus Soner, Chavez’in ölümünün birinci yılında ülkede düzenlenen anma etkinliklerine katılmak üzere halen başkent Caracas’ta bulunuyor. Önceki yıllarda gazeteci olarak Güney Amerika ülkelerinde bulunan ve Chavez’in iktidara geldiği günlerde de Venezuela’da seçimi izleyen Soner, Aydınlık’ın sorularını yanıtladı.
- Venezuela halkı Chavez’i neden seviyor?
En başta devrim liderinin halka yakınlığı geliyor. Chavez bunu bizzat uygulamış. Koruma ordularının arkasında gezen bir başkan değil; insanlarla fiziki yakınlığa önem veren, sürekli kucaklaşan bir başkan. Yoldan geçerken davet edenlerle hemen oturup uzun uzun sohbet eden, kahve içen ve korumalarını da davet edildiği evin dışında bırakan bir başkan. Yakınlık.
İkincisi, içtenlik. Chavez, hata yaptığı zaman bunu herkesin önünde kabul ederek güven sağlamış. Televizyonlara çıkıp “bu noktada yanıldık arkadaşlar” demiş.
Tabii sözünü sakınmaması da bunu destekliyor. Gerekirse ABD Başkanı Bush’a dosdoğru, diplomasi dışı, hatta küfüre varan yanıtlar da veren bir başkandan söz ediyoruz.
Üçüncüsü, güleryüz. Hep iyimser, ilerleten, umut veren, coşku yayan bir siyasi kişilik. Chavez’in partisinin mitinglerinde her zaman müzikler çalıyor. Hatta, tanık oldum, cenazesinde bile canlı müzik grupları vardı, insanlar dans ediyordu. Bir yandan dans, bir yandan gözyaşı. Chavez aynı zamanda son derece duygusal bir siyasetçiydi. Kaddafi’nin katledilmesine gerçekten üzülmüş ve bunu gizlememişti.
Ve adanmışlık. İlk devrim girişimi başarısız olunca hiç dert yanmadan hapse giren, ama oradan da mücadeleye devam eden, kendisini halkına adayan bir kişilik.
Chavez Venezuela’da devrim yaptı
- Ülkede neleri değiştirdi?
Chavez devrim yaptı! Benim görebildiğim kadarıyla en temel değişiklik, Venezuela’nın tekrar bir millet haline gelmesi. Chavez, Amerikancı siyasetin on yıllar boyunca dışladığı geniş kitleleri politikaya soktu. Bence en önemli sloganlarından biri, “Vatan isteyen benimle gelsin”. O, Venezuelalılara tekrar bir vatan verdi. “Burası sizin ülkeniz, hükümetleri ve icraatlarını siz belirleyeceksiniz” dedi, ABD değil.
Halka tarih bilinci verdi. Ulusal kurtuluş kahramanı Simon Bolivar’ı bugün en ücra köylerdeki insanlar bile benimsiyor. Görüştüğümüz tüm insanlar, “artık bir tarihimiz, köklerimiz var” diyor.
Ortak tarih, eşitliğe de yol açtı. Katılımcı, örgütlü bir siyaset anlayışını yerleştiriyor Chavez. Halkı, mahalle komitelerinde, konseylerde örgütlüyor. Emperyalizmin sürekli tehditleri altında bunu yapmak zorunda olduğunu da biliyor.
Egemenlik Venezuela’nın
- Chavez’den önceki Venezuela ile bugünü karşılaştırır mısınız?
Chavez öncesi Venezuela, dünyada ancak güzellik kraliçeleriyle anılan bir ülke.Kimsenin siyasetle ilgilendiği yok, çünkü içerik belli: petrolü ABD’ye sat, geliri elitler arasında paylaş.
Seçim sonuçları değil, beyzbol derbileri tartışılıyordu. Geniş yoksul kitlelerse kendi kaderlerine terk edilmişti.
Chavez’in iktidara gelmesiyle “egemenlik Venezuela’nındır” siyaseti başlıyor. Petrol gelirinden kime satılacağına, ülke dışındaki altın rezervlerinin “millileştirme” anlamında tekrar Venezuela’ya getirilmesi. ABD’ye bağımlılık yerine egemenliği desteklemek için bölgesel birlik.
Özgüvenli bir ülke oluşuyor, ve bu ülke kendi siyasetini belirlediği için siyaset tartışılmaya başlıyor. Bütün bunlar, ülkenin isminin Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti olarak değişmesiyle ve yeni bir anayasanın yürürlüğe girmesiyle taçlanıyor.
Hani karşıt gösteriler vardı?
- Peki halk Chavez’den vazgeçecek gibi mi?
Amerikancı muhalefet bile Chavez’e artık karşı çıkamıyor. Soru, yeni başkan Maduro’nun ne derece onun yerini doldurabileceği. Ancak bizim görüştüğümüz insanlar, Maduro’nun yıllar boyunca Chavez’le beraber mücadele ettiğini, onu Chavez’in halka önerdiğini, Chavez’e güvendiklerini söylüyor. Ayrıca, bir kez elde edilen hakların bir daha zor geri alınacağını da vurguluyorlar. Siyasi bir süreç söz konusu, artık yavaş yavaş kişilerden bağımsızlaşan bir süreç.
Comandante Chavez: Venezuela’nın devrimci, halkçı, sosyalist lideri
Geçen yıl bugün hayatını kaybeden Chavez, Venezuela’nın olduğu kadar Güney Amerika ülkeleri ve tüm yoksul halkların gönlünde taht kurdu. 6 yıllık iktidarı boyunca Amerikan işbirlikçilerine karşı hep dimdik durdu. 1992 yılında yarbay iken yolsuzlukları ayyuka çıkmış bulunan devlet başkanı Carlos Andrés Pérez’e karşı darbe girişiminde bulundu, fakat başarılı olamadı. 1998 yılındaki seçimlerde %56 oy oranıyla devlet başkanlığına seçildi. 16 Ağustos 2004’de yapılan halk oylamasında, oyların yüzde 94’ünü alarak seçimi kazandı.
Yunus Soner

BİR ANIT ADAM : HUGO CHAVEZ! ( Dr Ceyhun Balcı'ın Blogu'ndan)

Kaynak: http://cumhuriyetciyorum.wordpress.com/

http://cumhuriyetciyorum.wordpress.com/2014/03/04/bir-anit-adam-hugo-chavez/

BİR ANIT ADAM : HUGO CHAVEZ!

HUGO CHAVEZ FRİAS
(1954-5 Mart 2013)
 Resim
İnsanlık tarihinin çok önemli değerlerinden biriydi. Bir yıldır onsuz kaldı Latin Amerika ve insanlık! Arka bahçeyi başı, dik ve onurlu bir coğrafyaya dönüştürdü!
O nedenle “Arka Bahçeciler” bugün de Venezuela ile uğraşmayı sürdürüyorlar! Muhalif kılıklı kışkırtıcılar ve piyonlar Venezuela’dan onun ruhunu kovma, Bolivar’ın adını silme derdindeler!
Ömrünü yetiremese de Bolivar’ın Birleşik Latin Amerika ülküsü onunla yeniden güç kazandı!
Pek çok dünya önderi eli sopalı Obama ile telefonda görüşürken bile hazırola geçerken; Chavez Obama’ya Eduardo Galeano’nun “Latin Amerika’nın Kesik Damarları”nı armağan etme bilgeliği ve özgüveni sergileyebildi!
Bugün Ukrayna’da faşist artıkları ve Batı aşıkları ellerindeki dövizlere “Save Us” yazıp yardım dilenebiliyorlar! Bir başka Ukraynalı varlığını Amerikan ordusuna şöyle seslenmeye borçlu olabiliyor : “USA Protect Ukraine with your Military Power”. Tiksinti veren davranışlar.
Resim
Chavez’in farkı mı?
O sömürgeciye, emperyaliste anlayacağı dille sesleniyordu!
“Go Home Yankee!!!”
Öyle dediği için hedef oldu! Darbeleri savuşturmak zorunda kaldı!
Ama, yine öyle dediği için büyüdü, anıtlaştı ve bu dünyada izi silinemez bir iz bıraktı!
Yokluğunda ölümsüzleşti Chavez!
Tıpkı Atatürk ve Bolivar gibi!
Yokluğunda yaşayan ve ölümsüzleşenler kervanına çoktan katıldı O!
Ceyhun BALCI, 05.03.2014
Arkadaşım Chavez Belgeseli bir Chavez eseri olan Telesur televizyonu ile aynı anda Ulusal Kanal’da!
http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/arkadasim-chavez-belgeseli-dunyada-ilk-kez-ulusal-kanalda-h23613.html

Mar
GÜLE GÜLE
HUGO CHAVEZ
ARKA BAHÇENİN HAŞARI ÇOCUĞU
Bugün arka bahçenin haşarı çocuğu Hugo Chavez’e güle güle demenin yasını tutuyor olabiliriz! Ama, onu her zaman sevgiyle ve coşkuyla anımsayacağız! Henüz yarbayken arka bahçenin bekçilerine kafa tutan bir deli yürek olarak da belleklerimizdeki yerini koruyacak!
Herkesin kendisine göre demokrasi tanımı olduğu için özellikle batılıların onu bir diktatör olarak tanımlamasına şaşırmayacağız! Onlar gibi demokrat olacağına varsın diktatör olsun!
Onu kısa ve öz olarak tanımlamak gerekirse ; Bolivar’ın izinden giden, Latin Amerika’nın kesik damarlarını onarmaya çalışan bir devrimciydi demek doğru olacaktır. Göreve ilk geldiğinde Latin Amerika’da Küba bir yana bırakıldığında efsane Bolivar bir hayaletti. Resimlerinden zor tanıdığımız, hayalleri kendisiyle birlikte belki de hiç dirilmemecesine toprağa düşen bir hayalet! Onun açtığı yoldan Evo Morales, Rafael Correa, Lula da Silva, Tabare Vasquez ve Jose Mujika’nın ilerlemesine olanak veren adamdı desek abartmış olmayız!
Amansız hastalık bir kez daha seçildiği başkanlık görevine başlamasına izin vermedi. Yerine, direksiyona başkan yardımcısı eski otobüs sürücüsü Maduro geçecek. Bundan sonra Chavez değil ama ülkesi Venezüella sınanacak. . Yoksulluk oranını % 25’ten % 9’a; petrol gelirlerini 15 milyar dolardan 60 milyar dolara çıkardığı bu (eski) arka bahçedeki gidiş onun bıraktığı yapıtın sağlamlığını da ortaya koymuş olacak. Chavez görkemli başarıların altına imza atmış olsa da bu eski arka bahçede önceki sahiplerin güdümünde bir medya ve insan yığınlarının varlığını sürdürmekte olduğu unutulmamalı!
Cahvez, açtığı yoldan akan insan seliyle Bolivar’ı kendi anakarasında dirilten adam oldu! Dünyada pek çok önder küreselleşme, barış ve demokrasi gibi kendisi yüce ama içi boş sözler söylerken rastlaştığında Obama’ya ayna armağan edecek denli bilinçli ve kararlıydı. Obama’ya verdiği “Latin Amerika’nın Kesik Damarları” (*) ile suçlusunuz, kendinize gelin diye haykırmış oluyordu.
Chavez’in yapacak daha çok işi varken aramızdan ayrılması büyük kayıptır. Ama, onun gibi birinin bu dünyadan gelip, geçmiş olması da bir o kadar büyük kazançtır!
Eserini ve düşüncelerini yaşatmak halkına ve tüm dünya insanlarına düşen önemli bir görev!…
Güle, güle Chavez. Saçtığın aydınlık ve ortaya koyduğun yapıtlar ölümsüzlük anıtın olacak!
Ceyhun BALCI, 06.03.2013

Chavez Santa Clara'da Che Anıtında (2013 Ekim, Foto. R.İnci)


kaynak: http://cubaruhu.blogspot.com.tr/2013/10/che-ve-santa-clara-sehrindeki-ant-mezar.html